15 Aralık 2014 Pazartesi

Kitaptan Alıntılar 10

Sayfa 124

(...)
   
      Şimdi çalılıktan çıtırtı sesleri gelmeye başlamıştı. George başını çevirip o tarafa baktı.
     "Hadi devam et George. Ne zaman yapacağız bunları?"
     "Çok yakında yapacağız."
     "Sen ve ben."
     "Evet, sen...ve ben. Herkes sana iyi davranacak. Başın artık hiç belaya girmeyecek. Kimse kimsenin canını yakmayacak, kimse kimseden bir şey çalmayacak."
     "Bana kızdığını sanmıştım George," dedi Lennie.
     "Hayır." dedi George. "Hayır Lennie. Kızmadım sana. Ben sana aslında hiç kızmadım ki, şimdi de kızgın değilim. Bunu bilmeni istiyorum."
     Sesler yaklaşmıştı iyice. George tabancayı yerden alıp sesleri dinledi.
     "Şimdi yapalım hemen. Araziyi hemen şimdi alalım," diye yalvardı Lennie.
     "Tabii, hemen şimdi. Hemen yapacağım. Şimdi yapacağız."
     George tabancayı kaldırdı, namluyu Lennie'nin ensesine yaklaştırdı. Eli tir tir titriyordu, ama yüzünde kararlı bir ifade vardı, silkindi ve elini sabitleştirdi. Tetiği çekti. Çıkan gürültü dağlara yükseldi, sonra aşağıda yankılandı. Lennie titredi, sonra yavaşça öne doğru kumun üzerine düştü, orada öylece hareketsiz kaldı.

(...)


Kitaptan Alıntılar 9

Sayfa 120

(...)

     Clara teyze yok oldu birden. Onun yerine Lennie'nin zihninden bu kez kocaman bir tavşan çıkıp geldi. Lennie'nin karşısına geçip oturdu. Kulaklarını sallayıp burnunu oynatıp duruyordu. O da Lennie'nin sesiyle konuşuyordu.
     "Tavşanlara bakacakmış," dedi küçümseyen bir tavırla. "Seni kaçık seni.Tavşanları yanına bile yaklaşamazsın sen. Yemek vermeyi unutur açlıktan öldürürsün onları. sen beceriksizin tekisin. Senin elinde ölür tavşanlar. Peki George ne der o zaman?"
     "Unutmam yemek vermeyi," dedi Lennie yüksek sesle.
     "Unutmazmış," dedi tavşan. "Senin beş paralık değerin bile yok aslında. Tanrı biliyor ki George elinden geleni yaptı seni kurtarmak için,ama sen onu dinlemedin ki hiç. George'un tavşanlara bakmana izin vereceğini sanıyorsan hala kafayı iyice üşütmüşsün demektir. Artık izin vermeyecek sana kesinlikle. Seni şöyle sopayla sıkı bir dövecek, bak buna emin olabilirsin işte."

(...)




Kitaptan Alıntılar 8

Sayfa 68

(...)

   "George kendi küçük toprağımızı satın alıp ektiklerimizi yiyip tavşanlarımızı sevmemize ne kadar zaman kaldı?"
    "Bilmiyorum," dedi George. "Bayağı bir para biriktirmemiz lazım ikimizin. Ucuza alabileceğimiz bir arazi var kafamda, ama işte onun için bile para biriktirmek gerekiyor, bedava vermiyorlar ki."

(...)


Kitaptan Alıntılar 7

Sayfa 53

(...)

   "Şimdi hemen yatağından kalkıp bu yavruyu yuvasına götürüyorsun. Onun annesinin yanında uyuması lazım. Öldürmek mi istiyorsun sen onu? Daha dün gece doğmuş yavruyu yuvasından alıp buraya getiriyorsun. Hemen geri götür onu yoksa Slim'e onu senden geri almasını söylerim."
    Lennie yalvararak ellerini uzattı. "Ne olur onu bana ver George. Tamam, yerine götüreceğim. Kötü bir şey yapmak istemedim. Sadece biraz okşamak istedim."

(...)


Kitaptan Alıntılar 6

Sayfa 51

(...)

"İyi biri o,"dedi Slim. "İnsanın yüreğinin iyi olması için akla ihtiyacı yoktur. Bana zaten bu ikisi birlikte pek olmuyor gibi geliyor. Gerçekten akıllı bir adama bakıyorsun, hiç de iyi biri olmadığını görüyorsun."

(...)


Kitaptan Alıntılar 5

Sayfa 50

(...)

"Onunla dalga geçmekten beni vazgeçiren olayı anlatayım sana. Bir gün Sacramento Nehri'nin kıyısında bir grup arkadaş ile takılıyorduk. Kendimi çok akıllı bulduğum bir gündü. Lennie'ye dönüp 'Atla suya' dedim. O da atladı. Ama suda tek bir kulaç bile atamadı. Neredeyse boğuluyordu, zar zor çıkardık onu sudan.Onu kurtardığım için bana o kadar nazik bir tavırla teşekkür etti ki. Suya atlamasını ona benim söylediğimi tamamen unutmuştu. İşte o olaydan sonra bir daha onunla hiç dalga geçmedim."

(...)


Kitaptan Alıntılar 4

Sayfa 50

(...)

"Tuhaf aslında" dedi George. "Eskiden onunla birlikteyken çok eğlenirdim. Onu bir sürü şaka yapardım hayatını kendi kendine sürdüremeyeceğini gördüğümde. Şaka yaptığımı bile anlamazdı, o kadar aptaldı. Ben de eğlenirdim ona böyle şakalar yapıp. Onun yanında kendimi çok akıllı biriymişim gibi hissederdim. Ona ne söylersem söyleyeyim yapardı, ne kadar saçma olursa olsun uçurumdan atlamasını söylesem inan hiç tereddüt etmeyip atlardı hemen. Ancak bir süre sonra artık okadar eğlenceli hale gelmemeye başladı bu hali. Çünkü hiç kızmıyordu bana dayaktan canını çıkarırdım onun, yalnızca ellerini kullanıp benim vücudumdaki her bir kemiği kırabilecek güçte olmasına rağmen bana hiçbir zaman el kaldırmamıştır."

(...)